Kıymetli Ziyâretçilerimiz,

Bu akşam da saat 21:00’de Uykudan Önce’de berâberdik. Birbirinden güzel mevzûlara değindik. ?

Onlardan biri şuydu: Kafamızı sağa sola, ona, buna, şuna fazla takarsak, bir tânecik kafamızı on tâne iş için aynı anda çalıştırmaya kalkarsak, devreleri yakabilirmişiz! Bu sebeple her işimizi sıra ile düşünmeye ve yapmaya gayret göstermeliymişiz.

Zaten öyle,sâdece düşünmekle yol alınmazmış. İnsan asıl, işin içine girince, araştırıp soruşturunca zorlukların farkına varıp tecrübe kazanırmış.

Hani ferahlamak için köy arıyorduk ya, hayâlimizi gerçekleştirmek istiyorduk ya… Araştırıp soruşturduk, gidip gördük. Meğer o işler hiç de sandığımız gibi kolay değilmiş. Bu sebeple tekrar düşünmeye, farklı yollar aramaya başladık. “Gücümüzün yettiği, en hayırlı, en temiz, en güzel yer” olması için de Canımız Allâh’ımıza duâ ettik.

Çünkü insan, ayağını yorganına göre uzatmalıymış. Üstelik bu dünyada, doğru ve dürüst bir şekilde yaşamak isteyenlerin işi, nedense hep daha da zorlaşırmış. Bu sizce de çok tuhaf değil mi? Yine de Gülberenk Çocukları, en doğru şekilde yürümeye gayret edermiş.

Suyumuzu kovamıza göre doldurmalı, eğer çoook su doldurmak istiyorsak kovamızı çoğaltmalıymışız. Resmimizi boyamıza göre yapmalı, eğer çok resim yapmak istiyorsak boyalarımızı takviye etmeliymişiz. Eğer bir köyümüzün olmasını istiyorsak daha çok araştırmalı ve daha çok para biriktirmeliymişiz. Ayağımızı yorganımıza göre uzatmalı, eğer ayaklarımızı uzatarak yatmayı istiyorsak yorganımızı büyütmeliymişiz. Anlayacağınız, gücümüzün yettiğine niyetlenmeli, niyetlendiğimiz şeyler için de gayret ve sabretmeliymişiz.

Aslında bizim isteklerimizi gerçekleştirmek, Rabb’imizin “Ol!” demesine bağlıymış. Ona zor yokmuş. O bütün hazînelerin sâhibiymiş. Biz dilemeye devâm etmeliymişiz. Bunu duyunca düşündük… Sâhi! Şimdiye kadar neleri diledik, nelerimizin olmasını istedik? Sonra herkes, kendi dileğini bir ses kaydı şeklinde ulaştırdı. Berâberce dinledik. Her birinin de niyeti, hayâli çok kıymetli ve husûsî idi.

Kimi kedisinin, kimi güller yetiştirdiği ve rahatça oynadığı bir bahçesinin olmasını istiyordu, kimi ise hâfız olmayı ve umreye tekrar gitmeyi… Kimi faydalı bir meslek dalında kendini geliştirmeyi istiyordu, kimi de Gülberenk Köyü’nde buluşmayı… Kimi aç insanlara yemek ikrâm etmeyi, kimi ise hiç dağılmayan bir evi istiyordu. ?

Bu sırada, kültürümüze ve değerlerimize uymayan isteklerimiz de olabildiğini fark ettik. Birbirimizi, yanlış taleplerimiz husûsunda îkâz ettik. Hayırlı isteklerimiz için de “Âmin” diyerek destekledik. Böylece hem şuurlandık hem de ümitlendik. Gülberenk Çocukları’nın niyetleri ve hayâlleri gibi talepleri de Allâh’ın emirlerine uygun olmalıymış, bunu idrâk ettik.

Kapanışı “Fırsatlar Elde Sabun Gibi” şarkısını dinleyerek yaptık. Hayır hayır, bizler ayrılmadık! Yarın yine bir başka Uykudan Önce’de berâber olabilmenin ümîdi ve sevinci ile gönüllerimiz bir, abdestimizi alıp uykuya daldık. ?

Eğer sizler de bu güzel programdan istifâde etmek isterseniz, ücretsiz kayıt ve bilgi için hemen 0542 808 82 58 numaralı telefonu arayabilirsiniz.☺️



2 Yorum

  1. Emine Akyasan dedi ki:

    Bu programdan anladık ki; isteklerimiz eğer gayretimiz varsa neticeye ulaşır. Bir hayâli gerçeğe dönüştürmek için hareket etmek gerekir.
    Hareket neredeyse bereket oraya gelir…
    Gülberenk! Sen bana bir Müslüman olarak nasıl yaşayacağımı,bizâtihi yaşayarak öğreten, gösteren güzel bir rehbersin. İyi ki varsın, iyi ki hayatımdasın, iyi ki Mevlâm bizi karşılaştırdı…⚘♥️

  2. Ömer Faruk Güverçin dedi ki:

    Selâmün aleyküm NESLİHAN NUR abla sizin programınız çok güzel. Siz bir kere Adana’ya gelmiştiniz, işte ben o zaman annem Fatma GÜVERÇİN’yanındaydım beni hatırladınız mı? Sizi çoooook seviyorum.ALLAH’a emânet olun.???????❤️?

Yorum Yap