Kıymetli Ziyâretçilerimiz!

Bu akşam Uykudan Önce Programı’nda “Allah en çok sevdiklerine neden en büyük sıkıntıları yaşatır?” suâli üzerinde konuştuk.

Hep birlikte bâzı fotoğraflar inceledik. Meselâ ucu kalemtraşla açılmaya çalışılan bir kalem gördük. Sonra işlemeli bir kumaş, tığ batırılmış örgü, dalları budanmış gül ve son olarak bir kâse leblebi.?

Düşündük de biz kalemi yontarken ona kötülük mü ederiz? Kalem dese ki: “Ayyy! Çok canımı yaktınız! Sıkıldım!” Hiç olur mu?? Tabii ki hayır! Biz işini daha iyi yapabilsin diye onun ucunu açarız.?

Kumaşa gelelim. Güzeller güzeli bir işleme yapabilmek için ona defâlarca iğne batırırırız, onu makasla keseriz. Yoksa kumaşa gıcık olduğumuzdan, onun canını yakmak istediğimizden mi yaparız bunları??

Örgüye neden tığı batırıp batırıp çıkarırız? Tığın başı dönsün diye mi? Yoksa ortaya güzel bir eser çıksın diye mi? Örgü bize: “Sen beni hiç sevmiyorsun! Beni sevsen hiç bana iğne batırır mısın?” dese haklı mıdır?

Gül dallarını daha iyi büyüyebilmeleri için budarız. Nohutu leblebi hâline gelmesi için haşlarız, kavururuz. Gül dalları budandığı için kızsa, üzülse; nohutların her biri ateşi görünce bir yana kaçsa?! Ne kadar saçma olur değil mi??

Meselâ eti pişirmesek kokar, çürüyüp gider. Hâlbuki onu ateşte bir güzel çevirince mis gibi yemek olur! Ateş, et için rahmet olur.?

İşte Yüceler Yücesi Rabb’imiz de bâzen kullarını rahmeti ile olgunlaştırmak ister. Büyük sıkıntılardan geçmiş insanlar daha sabırlı olur, daha içli duâ edebilir, zorluklar karşısında daha rahat çözüm üretebilirler!

En zor imtihanlar en zekî talebelerin önüne konur. Bunun gibi dünyâ imtihanında da en vasıflı ve üstün insanları Rabb’imiz en büyük imtihanlardan geçirir.?

Öğrendik ki sıradan insanların dayanamayacağı, isyân edeceği birçok zorluğu Allah dostları büyük bir huzurla atlatabiliyormuş. Çünkü onların gönül âlemi çok daha genişmiş! Üstelik onlar “Rabb’imizden gelen her şey hoştur.” diyerek, imtihanlara sıkıntı gözüyle bile bakmıyorlarmış!?

Ennn zor imtihanlardan geçen insanların başında peygamberler; onların başında da Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafâ sâllallâhu aleyhi ve sellem geliyormuş!?

Dünyâda en büyük kederleri O yaşamış. Çünkü O, dünyânın en mükemmel insanıymış. Bu sebeple O’nun dertleri herkesten daha ağır olmuş!

Bir de öğrendik ki imtihan ne kadar büyükse, kazanıldığında mükâfâtı da o nispette büyük olurmuş!

Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafâ sâllallâhu aleyhi ve sellem de Taif’te taşlandıktan sonra Mîraç gecesinde Rabb’imiz ile görüşmüş!?

Allâh’ımız O’nu kendisiyle görüştürmek ve daha yüksek mertebelere eriştirmek için nice imtihanlardan geçirmiş! O’nu çok sevdiği için böyle yapmış!?

O hâlde bizler de niyet ettik. Bundan sonra başımıza gelen iptilâların adını dert, sıkıntı koymayı bırakıp diyeceğiz ki: “Güzel Rabb’im! Benim olgunlaşmam için gönderdiğin imtihanları kazanmayı nasîp eyle!”

Hayatta hiçbir şey bedelsiz değilmiş. En güzel bedel ise Allâh’a yaklaşmak için yaşanan yorgunluklar, çıkılan basamaklarmış. Bunun adı da imtihanmış.?

Programımızın sonunda yatmadan evvel hep birlikte huzurla “Zahmette Rahmet Var” ile “Gülde Diken” şarkısını dinledik.☺️

Eğer siz de bu güzel programdan istifâde etmek isterseniz ücretsiz kayıt ve bilgi için hemen 0542 808 82 58 numaralı telefonu arayabilirsiniz.?