Kıymetli Ziyâretçilerimiz,

Bugün yine sevinçle, şükürle Uykudan Önce’de berâberdik.☺️

Evvelâ dün hayâl ettiğimiz Gülberenk Köyü’nün resmini çizen arkadaşlarımızın çalışmalarına baktık. ☺️ Her biri de birbirinden güzeldi ve tam da hayâl ettiğimiz gibiydi. ? Dâire şeklinde sıralanmış evleri, Gülberenk Câmisi’ ni, köy odasını, süs havuzunu, su kuyusunu, şifâhâneyi, marangozhâneyi, her evin kendine âit tarlasını, renk renk çiçekleri, çeşit çeşit ağaçları, koyunları ve kuzuları görünce çok sevindik. ☺️ “Allâh’ım bize en hayırlısını, en güzelini nasîp et!” diye dua ettik.

Resim çizip gönderen arkadaşlarımız olduğu gibi; çiziminin kötü olacağını düşündüğü için korkup çalışma yapamayan arkadaşlarımız da vardı. Meğer herkes elinden geleni yapmalı ve korkmamalıymış. Hatâ yapacağından korkuyorsa da hatâ yapmamanın yollarını öğrenmeliymiş. Herkes hatâ yapabilirmiş. Bu çok tabii bir şeymiş. Mühim olan bu durumu kabûl edip düzeltmeye çalışmakmış.

Hep birlikte düşündük. Bizim kâbiliyyetlerimiz neler? Hiç korkmadan yapabildiğimiz neler var? Meselâ uyurken hiç korkmuyoruz; çünkü Allah bize kendimizi güvende hissedeceğimiz bir vatan vermiş. Sâhi, hava biterse, nefes alamazsak diye de hiç korkmadık bugüne kadar.? Çünkü Canımız Allâh’ımız herkese yetecek havayı bedâva vermiş. Bunları düşününce yüceler yücesi Rabb’imizin cömertliğini bir kez daha hatırladık. Korkacaksak da hakkıyla şükredememekten; hatâlarımız, kusurlarımız için yeterince tevbe edememekten korkmalıymışız.

Bir hikâye dinledik. Bir çocuk varmış. O çocuk büyüdükçe burnu da büyüyormuş. Kendisini hiç beğenmiyormuş. Arkadaşları “Karga burunlu, karga burunlu!” diye dalga geçtikçe daha da üzülüyor ve kendisini kötü hissediyormuş. ?

Bir gün, onların söylediklerine kulak asmama kararı almış. Hayvanların fotoğraflarına bakmış. Bir de ne görsün! Kartallar ve şahinler aynı ona benziyormuş. Sonra padişahlarla ilgilenmiş. Kendi burnu tıpkı Fatih Sultan Mehmet Hân’ın burnuna benziyormuş. Bunları görünce ve düşününce tesellî bulmuş. ☺️

Sonra bir teyze o çocuğun burnunu Hz. Ebûbekir’inkine benzetmiş. Bunu da duyunca o günden sonra şikâyet etmekten vazgeçmiş, burnunu sevmeye başlamış. ☺️Sevdikçe de tebessüm eden tatlı bir çocuk olmuş. Tebessüm ettikçe de güzelleşmiş. ☺️

Anladık ki güzellik râzı olmaktaymış. İnsan Allâh’ın kendisi için nasîp ettiği şekli sevmeliymiş. Aslında insan Rabb’inin tercihini sevince kendisini de sevmeye başlarmış.

Kaşımıza, gözümüze, burnumuza, kulağımıza, saçımıza, başımıza kafa takmak yerine, “Allâh’ım ben sana nasıl şükretsem ki acaba, ben seni nasıl sevsem ki acaba?”… diyerek bunları düşünmeliymişiz. ☺️

Dinlediğimiz Rızâ Şarkısı’nda da hep birlikte dedik ki: “Sen râzı isen Hak râzıdır senden…”

Yapılan anket netîcesinde Gülberenk Eğitici Çocuk Programları’ nın hem sahnede hem de internette devâm edeceğini duyunca çok sevindik. ☺️

Bu akşam sağ yanımıza dönüp yatarken Allah’tan râzı olmanın huzûruyla uyuduk. ☺️

Eğer sizler de bu güzel programdan istifâde etmek isterseniz, ücretsiz kayıt ve bilgi için hemen 0542 808 82 58 numaralı telefonu arayabilirsiniz. ☺️



4 Yorum

  1. Eslem AKDEMİRCİ dedi ki:

    Sizi çok seviyoruz, iyi ki varsınız.

  2. Sümeyye Demirel dedi ki:

    Programda çok güldüm eyledim hocam. Ayrıca düşündüm. Anladım ki kusur diye gördüklerimiz kusur değildir. Bize hediyedir. Allah en güzelini verir. Râzı olmalıyız. Arkadaşlarımız veya başkaları dalga geçerse aldırmamalıyız.Takıntı yapmamalıyız. Bir de Gülberenk Köyü’nde yaşamayı çok isterdim. Toprakla oynamak isterdim, koyunları sevmek isterdim. İnşallah biz de gelebiliriz o köye.??❤️?

  3. Işın Karasulu dedi ki:

    Korkmadan yapabildiğim ne çok şey varmış.?

  4. Emine Akyasan dedi ki:

    Güzel bir program daha…
    Köyümüzün hayâli, verilene rızâ göstermek, şükür…
    Gülberenk’te olup hayır konuşulmayan, ufuk açılmayan, efekkür edilmeyen bir gün olur mu?
    Gülberenk: hayra ve huzura açılan gizemli kapı…⚘♥️

Yorum Yap