Sevgili arkadaşlar!

Bu ay Gülberenk’te duyarlılık konusunu işlendi. Duyarlılık, kendimiz için sevdiğimiz bir şeyi, başkaları için de sevmekmiş. İhtiyacı olana, istetmeden vermekmiş.  🙂

Duyarlılık; paylaşmak, yardımlaşmak, sevgi ve şefkat göstermek, merhamet etmekmiş. Yani karşımızdaki insanın hâlinden anlamakmış. Biri üzülünce üzülmek, ağlayınca ağlamak, sevinince de sevinmekmiş.

Hazreti Yûsuf’u Kuyuya atan kardeşleri ne kadar duyarsızlarmış öyle!   😥

Onların bu yaptıklarına karşılık, kuyudan başkası tarafından çıkarılan Hazreti Yûsuf, Kardeşlerini affedip bir de onlara çok yardımda bulunmuş.  🙂

Bu ay komşu hakkında da pek güzel bilgiler verildi. Komşularımızın üzerimizde ne de çok hakkı varmış… Sevgili peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa salalalahu aleyhi vesellem bu konuda şöyle buyurmuş:

“Komşusu aç iken tok yatan hakiki mü’min değildir.” Bu yüzden komşularımızla yakından ilgilenmeliymişiz. Çevremizde kimler yaşıyor araştırmalı, “aman canım, bana ne” dememeliymişiz.  🙂

Keloğlan, annesinden öğrendiği hadisi şerifler sâyesinde komşusuna kendi elleriyle yetiştirdiği güllerden hediye etti. Komşusu gülleri görünce çok sevindi ve Keloğlanı, bu davranışından dolayı takdir etti.  🙂

Meğer bahçemizde yetiştirdiğimiz güllerden bile komşumuza ikram etmeliymişiz. Anlayacağınız, komşu komşunun her şeyine muhtaçmış.

Evlerimizde komşularımızı rahatsız edecek şekilde yüksek sesle müzik dinlememeliymişiz. Alttaki komşunun balkonuna veya bahçesine Çekirdek kabuğu vesaire atmamalıymışız. Yoksa bu kul hakkı olurmuş!  😥

İşte arkadaşlar, duyarlılık böyle bir şeymiş işte… Aman, bizler çevremize karşı duyarlı insanlar olalım ve komşularımıza daha iyi davranalım inşallah.  🙂

Gelecek ay bir başka programda buluşmak dileğiyle, duyarlı ve hoşça kalın.  🙂