Kıymetli Ziyâretçilerimiz,

Gülberenk Değerler Eğitimi Derneği’nin hazırladığı Satırdan Sadıra Dersler, tefekkür ve tekâmül vesîlesi olmaya devâm ediyor.

Dersimize, bu gece de bizi buluşturan Rabb’imize şükrederek başladık.

Bir haftayı daha geride bırakmıştık. Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafâ sâllallâhu aleyhi ve sellem’in “İki günü eşit olan ziyandadır. ( Aclûnî, Keşfül Hafâ 2406)” sözünü hatırlayarak geçtiğimiz bir haftanın muhasebesini yaptık. Hem herkesin tefekkür etmesi hem de birinin diğerine ufuk olması adına, katılımcılarımıza “Son dersimizden bu yana yedi gün, yani yüz altmış sekiz saat geçti. Bu süre zarfında, insanlığa faydalı olmak adına ne yaptınız?” diye sorduk.

Verilen cevapları berâberce okuduk. Kimileri domates, biber ekmiş, dikiş dikmişti, kimileri oruç tutmuş, kazâ namazı kılmış ve Kur’ân-ı Kerîm okumuştu. Bâzıları yaşlı ve hasta büyüklerinin hizmetinde bulunmuş, bâzıları ilim tahsil etmiş, bâzıları da her işinde Allah’ın rızâsını kazanmaya niyet ederek anlarını zikirle doldurmaya gayret etmişti.

Bunların hepsi de çok kıymetliydi; fakat aslında “Yaptık” dediğimiz birçok şeyin bu kadar vakit almayacağını ve bahsedilen eylemlerin çoğunun aslında “İnsanlık adına” yapılmış işler sayılamayacağını fark ettik. Elbette günâha girmemek, ibâdet etmek, kendini geliştirmek ve yakın çevresine yardımcı olmak mühimdi; fakat biraz daha kapsamlı düşünerek neslimiz ve dînimiz adına dertlenmemiz, daha geniş bir halkada hizmet etmemiz gerektiğini fark ettik. Derdimiz çok daha büyük, gayretimiz çok daha şümûllü olmalıydı.

Nefsimizin tekâmülünü ihmâl etmeden, neslimizin problemlerini ve hayırla yetiştirilmesini dert etmeliydik meselâ. Çocuklarımızın ahlâkını bozmak için çalışan şer güçlere mukâbil, hayırlı alternatifler ortaya koymalıydık. Çirkin oyuncak bebek figürleriyle, çağımızın silahı internet üzerinden sunduğu ahlâksız video ve şarkılarla tuzak kuran niceleri varken, insanlık adına sâdece kendi küçük bahçesine domates, biber ekmek ve bununla yetinmek bize yakışmazdı.

İbâdet anlayışımızı gözden geçirmemiz ve Kur’ân-ı Kerîm’i yalnızca okumakla kalmayıp bizlere vâ’zettiği kâidelerin yaşanmasına katkıda bulunmamız gerekirdi. Dünya, hak ile bâtılın mücâhede yeriydi. Bugün, mevcut tüm gayretlere ek olarak, hak cephesinde tesettürlü oyuncak bebek üreterek, tesettüre uygun çocuk kıyafetleri dikerek, temiz mesajlar veren video ve şarkılar hazırlayıp sunarak silahlanmaya ihtiyâcımız vardı. Bu vesîleyle Gülberenk Değerler Eğitimi Derneği’nin, bir nesli hayırla inşâ etme derdi ve gâyesiyle yayınladığı programların ve aynı maksatla hizmete sunduğu müzikâl eğitim materyallerinin önemini bir kez daha anladık. Birbirimize kuvvet katarak, sağlam durarak ve aktif olarak bu kıymetli hizmetleri daha çok çocuğa ulaştırmak zorunda olduğumuzu bir kez daha hatırladık.

Gâyemizi, misyonumuzu, vizyonumuzu berâberce bir kez daha gözden geçirdik ve yeni hedefler belirledik. Planlı ve programlı olmaya, bize bahşedilen vakit nîmetini çok daha verimli geçirmeye, nefsimiz için gayret ettiğimiz gibi insanlık için de gayret etmeye bir kez daha niyetlendik.

Satırlardan sadırlara biraz daha iyilik, uyanıklık ve şuur ulaştırmaya çalıştığımız dersin sonunda, nice hayırda ortak olmak kararlılığı ve önümüzdeki haftayı planlamak heyecânı ile özümüze sefer ettik.

Sizler de Cumâ Buluşmaları’na katılmak, ortak düşünmenin, ortak hayrın tadını almak isterseniz, ücretsiz kayıt ve bilgi için hemen arayabilirsiniz: 0554 530 11 08



7 Yorum

  1. Hamide Başoğlu dedi ki:

    Enerjimizin düştüğü yerde bizi gayretlendiren dersleriniz için teşekkür ediyorum. Rabbim râzı olsun.

  2. Işın Karasulu dedi ki:

    Dışarda savaş varken, evimde sadece evladımı emzirme derdinde olamam.?

  3. Emine Akyasan dedi ki:

    Bol tefekkürlü bir program daha dinledik…
    Allah için insanlığa faydalı olmak… Şahsî kulluk vazîfelerimizin yanında, yapmamız gereken bu hizmetin önemini çok daha iyi kavramamıza vesîle olan bir dersti. Hızla yanmaya başlayan bir evin içinde ısrarla o yangını görmezden gelip namaz kılmaya çalışan, Kur’ân okuyacağım daha sonra yangına su dökerim diye düşünen birine nasıl şaşkınlıkla, hayretle bakarsak günümüzdeki mânevî yangına duyarsız kalan herkese de aynı taacüple bakılır. Zîrâ yangın büyük, alevler her bir yanımıza, tâ evimizin içine, mâsum çocuklarımızın oyuncaklarına varıncaya kadar yayılmış durumda. Bu duruma îmânlı ve şuurlu birer müslüman âile olarak ilk bizim müdahale etmemiz gerekmektedir. Herkes evinden başlayıp bu yangına su dökmek mecbûriyetindedir…
    Gülberenk, yangın yeri olan dünyamızda elinden hortumunu bir ân bile bırakmayan fedâkâr itfaiye er’im. Biz, derdi de, aşkı da, yangını da senden öğrendik… Gülberenk;ümmetin derdiyle deetlenen müşfik bir anne gibi…⚘♥️

  4. Müjgan Sağlam dedi ki:

    Rabbim ziyâna uğramış olmaktan muhâfaza buyursun cümlemizi! Vakitttt! Ne de çabuk tüketiyoruz, nasıl fâidesiz harcıyoruz seni!

  5. Ayşe Yüsra Sarı dedi ki:

    Tefekküre vesîle olan güzel bir dersti. Allah râzı olsun.

  6. Rukiye Demirel dedi ki:

    Bu haftaki dersimiz bizlere biliçli Müslüman olmamız gerektiğini öğretti. Kardeşlerimiz ve çocuklarımız adına doğruyu öğrenme ve yaşamaları adına faydalı neler yapıyoruz diye düşündük ve ortaya koskoca bir hiiiiççç çıktı… Zamanın bereketsiz olduğundan şikâyet ederken, aslında zamanı verimli kullanamadığımız gerçeği ortaya çıkıyor… Rabbim hayırlarımıza ve akıp giden zamanımızda bereket ihsân eylesin, âmin. Allah râzı olsun sizden Hocam.?

  7. Vahide Akalın dedi ki:

    Programlar bir uyanış, bir silkinme oluyor. Allah râzı olsun…

Yorum Yap