Kıymetli Ziyâretçilerimiz,

Tam iki günlük ayrılığın ardından yine berâberdik. Hepimiz farklı yerlerde olsak da gönüllerimiz bir olduğu için seviçliydik. ☺️

Bu akşam “Güzellik” hakkında düşündük. Meğer bâzı insanlar güzelliği yüz ve vücut güzelliğinden ibâret zannediyormuş.

Aslında bu mevzû bu kadar basit değil; daha derin, daha geniş ve daha husûsî olmalıymış. Bunlardan ziyâde; kalp, fikir, ahlâk, duygu, yol, dil, bakış ve niyet güzelliğini de kapsamalıymış.

Duyduk ki dünyâ, güzellik yarışması yapılan bir yer gibiymiş.? Allâh’ımız bize bâzı fırsatlar vermiş. Eğer onları güzelce değerlendirebilirsek inşâllah cenneti hak edecekmişiz.☺️

Sevgili Peygamberimiz Uhud Savaşı’nda iken, mübârek yanağına demir halkalar saplanmış. O’ nun canının yanmasına dayanamayan Ebû Ubeyde bin Cerrah(r.a), o parçaları çıkarırken, iki ön dişini kaybetmiş.?

Bunu fark eden sahâbe, utanmış ve eliyle ağzını kapatmış. Onun bu hâlini gören Ebubekir(r.a) demiş ki: “Dişleri kırıldığı için eliyle ağzını kapatırken Ubeyde, dünyânın en güzel insanıydı.”

Normalde dişlerimizden bir tânesi bile eksik olsa güzelliğimiz gidiverirmiş; lâkin o sahâbenin kalbi ve niyeti temiz olduğundan, güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş.

Bunun üzerine düşündük… Bâzı teyzeleri Allah çok güzel yaratmış; lâkin kötü ve çirkin konuşmalar yaptıklarında güzellikleri gidermiş. Yüzleri aman aman güzel olmayan teyzeler de tatlı tatlı ve hakîkatli konuşmalar yaptıklarında güzelleşirmiş.

Ayrıca tebessüm etmek ve râzı olmak da insanı güzelleştiren şeylermiş. Dinlediğimiz Rızâ Şarkısı’nda şöyle diyordu: “Sen râzı isen, Hakk râzıdır senden! ? Biz de Allâh’ın râzı olduğu kullardan olabilmek için duâ ettik.

Meğer râzı olan, Allâh’ın emrettiklerine uyan, yasakladıklarından kaçan, niyeti, fikri, ahlâkı güzel olan, kalbi hayırlı ve faydalı işlerle meşgûl olan “Güzel” olurmuş.

Anladık ki bizi çirkin yapan burnumuzun büyüklüğü, kaşımızın kalınlığı, boyumuzun kısalığı değilmiş. Bunlar bizim husûsiyetlerimizmiş. Yâni bizi çirkin ya da güzel yapan şeyler değilmiş.

Güzelliği kabukta değil; özde, niyette, amelde, davranışta, hayırda, huzurda, şükürde ve fikirde aramamız gerekirmiş. Çünkü bedenimiz toprak olup gidecek, rûhumuz sonsuza dek yaşayacakmış. İşte bu sebeple, güzelliği rûhumuzda aramalı ve onu güzelleştirmek için çok çok çok çalışmalıymışız.

Biz de bunun için niyet ettik ve öylece yatağımıza geçtik! ☺️

Eğer sizler de bu güzel programdan istifâde etmek isterseniz, ücretsiz kayıt ve bilgi için hemen 0542 808 82 58 numaralı telefonu arayabilirsiniz.?

Müellife: Hatice SAĞLAM

 



5 Yorum

  1. Sevil Fırat dedi ki:

    Güzellik değince aklımıza ilk gelen yüz güzelliği idii.? Hâlbuki öğrendik ki hiiiiiç de öyle değilmiş.?? Ne de faydalı şeyler öğrendik yine, elhamdülillah. ? ? Şükran Gülberenk! ?

  2. Işın Karasulu dedi ki:

    Rabbime lâyık kul olmak en büyük güzellik! ☺️

  3. Emine Akyasan dedi ki:

    Mevzû müthiş! Güzellik dediğimiz şey nedir?İnsanın nefsine hitap eden mi yoksa ruhuna/kalbine hitap eden mi güzeldir? Ruhu güzel olanın kabuğundaki çirkinlik göze batar mı? Yada kabuğu güzel olanın ruhundaki çirkinlik onu hâlâ güzel kılar mı? Toprakta yok olup gidecek olana mı, yoksa Arş-ı Âlâ’ya çıkacak olana mı önem vermeli? En güzeli ruhumuzu da onun bineği olan bedenimizi de Hakk yolunda koşturmalı, ikisini de güzel kılmalı…
    Gülberenk; kendi güzelliğinden sıyrılıp bize Hakk’ı ve O’nun güzelliğini yansıtan bir ayna gibisin.. Nezdimizde; Nûr sûresi 35.ayette ki kandil gibisin!⚘ ?

  4. Hatice Acungan dedi ki:

    Güzel olmayanlar ile güzel olanların ne olduğunu şimdi daha iyi anladık. Dikkat edeceğiz. Teşekkürler Canım Arkadaşım.

  5. Meltem Koyuncu dedi ki:

    Duyduk ki; dünya güzellik yarışması yapılan bir yer gibiymiş!
    Faydalı programlar için bir kez daha teşekkür ederiz.

Yorum Yap