Kıymetli Ziyâretçilerimiz,

Uykudan Önce Programı’na bu akşam coşkuyla, “GülbeRep Amel Defteri Şarkısı”nı dinleyerek başladık! Dedik ki:

“Sağımda bir tâne solumda bir tâne,
Ne yapsam yazıyorlar tâne tâne,
Ayağımı denk almalıyım.
Aklıma her geleni yapmamalıyım.
Nefsime kul köle olmamalıyım.
Gülden renge Peygamberden ümmete,
Giden nurlu yolu bulmalıyım.”

Dinlediğimiz bu güzel şarkının üzerine, Müslüman olmanın birinci şartı olan, Kelime-i Şehâdet getirmeyi hatırladık. Öğrendik ki onu dil ile söylemek yetmezmiş, îman sâhipleri olarak muhakkak gereklerini de yerine getirmek îcâb edermiş.

Bu, Yüceler yücesi Rabb’imiz’in emirlerine itaat etmekle ve Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafâ sâllallâhu aleyhi ve sellem’in Sünnet-i seniyyelerini yaşamaya çalışmakla olurmuş.

Hakîkî bir Müslüman, Allâh’ın emir ve yasaklarını titizlikle ve ciddiyetle hayâtına geçirirmiş. O, İslâm dîninin kendisinden neler istediğini bilir ve onları yerine getirirmiş.

Rabb’imiz, beş vakit namaz kılmamızı, oruç tutmamızı, anne babamıza “Öf!” bile demememizi emretmiş. Ayrıca Müslümanlar olarak bizler, önümüze geleni yiyemez ve giyemezmişiz. Hayâtımızı ancak Kur’an ve Sünnet çerçevesine göre düzenleyebilirmişiz.

Böyle değil de rastgele, kafamıza göre yaşarsak, Müslümanlığımız lâfta kalırmış! Meselâ Rabb’imiz, Bakara Sûresi 275. âyet-i kerîmesinde, fâize savaş açtığını bildirmiş. Fâizin her türlüsünün yasak olduğunu bilen şuurlu bir Müslüman, helâl kazancını fâizli işlemler yapan bankalarda bekletemezmiş.

Düşündük de buzdolabına konulması gereken tertemiz yumurtalar, tuvalette muhâfaza edilse, hem saygısızlığa uğrar hem de pis havanın te’siri altında kalırmış. Oysa onun beklemesi gereken yer, kendisi gibi temiz olan bir dolap olmalı ve böylece kıymeti korunmalıymış.

İnsan, emânet edilen nîmetlerin her birini; bedenini, fikrini, parasını, evlâdını, giyeceğini ve yiyeceğini pis yerlerden ve pislenmekten korumalıymış.

Allah’ın emirlerine uymak, bunu başarmanın en kestirme yolu imiş. Çünkü yüceler yücesi Rabb’imiz, bizi zarâra uğratacak, kendimizi kötü hissetmemize sebep olacak her şeyi yasaklamış, iki cihanda sevincimize vesîle olacak her şeyi de emretmiş!

Gülberenk Çocukları olarak bizler, bu programda öğrendiklerimiz husûsunda büyüklerimizi de îkâz etmeye, tefekkür ederek yaşamaya ve güzel işler yapmaya niyet ettik!

Ardından abdestimizi aldık, namazımızı kıldık. Dişlerimizi misvaklayıp saçlarımızı taradık. İhlâs, Felâk, Nas sûrelerini okuyup sağımıza döndük, yattık!

Eğer sizler de programımızdan istifâde etmek isterseniz, ücretsiz kayıt ve bilgi için 0542 808 82 58 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

Müellife: Merve Doğancı

 



Yorum

  1. Emine Akyasan dedi ki:

    İhmâl edilen, önemsenmeyen, fakat büyük bir gaflet olan bu mevzû çok güzel işlendi. Görseller mânidardı, çocuklar için de büyükler için de kalıcı bir mesaj oldu. Rabbim kabûl eylesin.⚘?

Yorum Yap