Kıymetli Ziyâretçilerimiz,

Bu akşamki Uykudan Önce Programı, dinleyicilerimizden gelen bir suâl ile şekillendi: “Nefsimi nasıl terbiye edebilirim?” Bu suâl bizi aldı götürdü, taaa Elest Bezmi’ne. “Aaa o da ne?” dersen…? Hani derler ya: “Ne vakittir müslümansın? -Kâlû Belâ’dan beri!” Neresi orası? Rabb’imizle sözleştiğimiz yer. Rabb’imize bir söz verdik ve o sebeple bu dünyâda şehâdet getirip, müslüman olduk. İşte tüm yaşamımız bu sözü tutabilmek üzerine kurulu.

Peki nefsimiz bu sözü tutmakta yaramazlık yaparsa ona nasıl terbiye verebiliriz? Öğrendik ki evvelâ ona nasihât etmeliymişiz. Çünkü Rabb’imiz: “Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten menedersiniz.” (Âl-i İmran Sûresi, 110) buyuruyor. İnsan, bu tebliğe kendi nefsinden başlamalıymış. Tıpkı dinlediğimiz “Nasihat Şarkısı”ndaki gibi: “Akıllı ol, uslan nasihatle. Yoksa karşılaşırsın musîbetle!” Bunu nefsimize yaparsak ve o da uslu uslu sözümüzü tutarsa, âferin ona!? Sözünü tutan nefislere Allâh’ımız cennetini hediye edecek ve cemâlini gösterecek.?

İnsan, Allâh’ın emirlerine uygun yaşadıkça akıllanır, isyân ettikçe ahmaklaşırmış. “Canım çok istiyor!” dediğimiz şey aslında, nefsimizin bize emrettiği kötü şeylermiş. Nitekim Rabb’imiz: “Gerçekten nefis var gücüyle kötülüğü emredicidir.” ( Yusuf Sûresi, 53) buyuruyor. Nefsimizin her istediğini yapmamalı, ona yasaklar koymalıymışız.

Aman sakın ha! Musîbetle terbiyeye muhtaç hâle düşmeyelim. Dinlediğimiz “Nasihat Şarkısı”nda dediği gibi: “İşte gözlerden, işte sözlerden, anlamayanlar için musîbet var!” Peki sen hangisi olmak istersin? Gözden anlayan? Sözden anlayan? Közden anlayan? Gözle uslanan, sözle uslanan, közle uslanan?
Bugünlerde yaşadığımız Corona salgını, “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, öylece Allah (dönüş yapsınlar diye) işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.” (Rûm Sûresi, 43) âyetinin bir tecellîsi değil mi?

O hâlde biz de hemen kendi nefsimize dönüp bakmalı, hatâlarımızı tek tek düzeltmeliyiz. Mutluluk ve huzur Rabb’imizin emir ve yasaklarını dikkate alarak yaşamaktadır. “Biliniz ki, kalpler ancak Allâh’ı anmakla huzur bulur.” (Râ’d Sûresi, 28)

Veee son olarak öğrendik ki nefsimizi terbiye etmenin en güzel yollarından biri de ona sevmeyi öğretmekmiş. Eğer bir kişi Rabb’ini çok güzel severse, O’nun sözlerine uymak, o kişiye çok kolay gelirmiş. İnsan sevdiğine tâbi olurmuş.?

Evvelâ annemizden başlayarak babamızı, kardeşimizi, Allah dostlarını, Sevgili Peygamberimizi, güzeller güzeli Rabb’imizi sevmeyi öğrenmeliymişiz. Akabinde, dinlediğimiz “Sevgi Şarkısı” ile sevenin husûsiyetlerini öğrendik ve kalplerimizi sevgi ile doldurduk.? Ve bir duâ ile programımızı bitirdik. Allâh’ım nefsimizin terbiyesini bize kolay eyle! Âmin.?

Eğer sizler de bu güzel programdan istifâde etmek isterseniz, ücretsiz kayıt ve bilgi için hemen 0542 808 82 58 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

Müellife: Başak DEMİR



11 Yorum

  1. Rana Reyyan? dedi ki:

    Neslihan abla senin “NİCELERİ BENİM SANDI” kitabını en içten kalbimle okuyorum.?Herkes büyüklerin kitabı sen anlayamazsın diyor ama ben tek senin yazdığın kitabı anlayabiliyorum.?Büyüyünce de senin gibi kitap yazmak,hayırlı iş yapmak ve daha önemlisi imanımın,sağlam olması için uğraşıyorum.??

Yorum Yap