Kıymetli Ziyâretçilerimiz,

Haftanın ilk gününde Uykudan Önce’de, yine berâberdik. Birbirinden kıymetli bilgiler öğrendik. ☺️

Dinlediğimiz şarkıda: “Huzurludur namazını edâ eden, nîmetleri veren Rabb’ine şükreden…” diyordu. Düşündük de bâzen, sâdece namaz kılınca huzurlu olamayabilirmişiz. İçinde bulunduğumuz çevrenin ve berâber olduğumuz kimselerin de kalbimize ferahlık vermesi çok mühimmiş.

Meğer insan, çok çabuk te’sir altında kalabilen bir varlıkmış. Bu sebeple, etrâfında kendisini rahatsız eden şeyler olmamalı; huzursuzluk sebebi olan işten, arkadaştan, eşyâdan uzak durmalıymış.

En güzeli, el ele verince kalbimizde sevinçle yürüyebildiğimiz; sevgi dilini anlayabildiğimiz ve sevildiğimizi hissedebildiğimiz arkadaşlarımızın olmasıymış.

Ayrıca, herkesin sevgi dili farklıymış. Sevgi deyince, bâzıları hediye getirmeyi, bâzıları da öpücük vermeyi anlarmış. Oysa ki aslında seven, sevdiğinin ihtiyâcını merkeze almalıymış. Eğer böyle yapmaz da kendi nefsini ön plâna alırsa, işte orada işler karışırmış.? Meselâ babamızdan portakal almasını ricâ etsek, o bize nâne getirse… Pek tabii hayâl kırıklığına uğrarmışız.

Eğer Rabb’imizi sevdiğimizi iddia ediyorsak, O’nun emir ve yasaklarına uymalı, kafamıza göre yaşamamalıymışız. O’nu gerçekten seviyorsak; secdeyi, rükû etmeyi ve O’nun emrettiği gibi giyinmeyi de sevmeliymişiz.

İşimize gelse de gelmese de… Hoşumuza gitse de gitmese de… Plânladığımız gibi olsa da olmasa da… Sevdiğimizi söylediğimiz kişinin tercihleri, bize sevinç ve ferahlık vermeliymiş. İşte bu sebeple, yüceler yücesi Rabb’imizin emrettiği namazın da bize sıkıntı değil; huzur vermesi gerekirmiş.

Sevmenin en güzel şekli, Allah rızâsı için olanmış. Böyle sevenler, haksızlık etmez, ağırlık vermez, gerekirse ferahlatmak adına, sevdiklerinden uzaklaşırlarmış.

Zâten hakîkî seven hiç, ayrılık yaşamazmış; çünkü o sevdiğini hep kalbinde taşırmış. Meselâ Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafâ sâllallâhu aleyhi ve sellem, tebliğ için ashâbını bâzen çok uzaklara yollamış; lâkin bedenleri ayrılsa da niyetleri, fikirleri, davaları ve gönüllüleri hep bir arada kalmış.

Meğer sevgi insana kuvvet katarmış. Nice ağır yükleri hafifletir, nice yanık gönülleri serinletir ve nice sıkıntıları tedâvi edermiş. Anlayacağınız, sevgi nîmetmiş, şifâymış ve Allah’tan gelen en güzel ikrammış.?

“Yâ Rabbî! Kalplerimizi Sen’in sevginin huzûru ile doldur!” diye duâ ettik ve programımıza böylece son verdik. Hayır hayır, ayrılmadık! Yarın bir başka Uykudan Önce’de, tekrar berâber olabilmek ümîdi ile uykuya daldık!

Eğer sizler de bu güzel programdan istifâde etmek isterseniz, ücretsiz kayıt ve bilgi için hemen 0542 808 82 58 numaralı telefonu arayabilirsiniz.?

Müellife: Hatice SAĞLAM



Yorum

  1. Emine Akyasan dedi ki:

    Derin ve mânâlı bir program oldu. Kâinat sevgiyle yaratıldı, her şey içinde sevgi olunca güzel, kıymetli, mânâlı.
    Sevgiler, sevgililer çeşit çeşit…
    Rabbimiz bizlere râzı olacağı sevgiler nasîp etsin.
    Yunus Emre ne güzel demiş: “Sevelim, sevilelim dünya kimseye kalmaz!” ⚘?

Yorum Yap