Kıymetli Ziyâretçilerimiz,

Gülberenk Değerler Eğitimi Derneği’nin internet hizmetlerinden olan Uykudan Önce, her akşam aynı saatte, canlı olarak yayınlanmaya devam ediyor. ?

Bu akşamki bölümün mevzûsu “Hastalığın Faydaları” idi. Duyunca şaşırdık! Sıkıntısıyla, derdiyle gelen bir şeyin, ne faydası olabilirdi ki?! ?

Berâberce düşündüüüük, düşündüüüük ve bulduk! Meğer hastalığın bir çok faydası varmış. Bunlardan ilki, insana aczini fark ettirmesi ve “Sen yâ Rabbî!” dedirtmesiymiş. İnsan hep sağlıklı olsa, kuvveti kendinden bilip gaflete düşebilirmiş. Ara sıra hasta olunca asıl gücün kime âit olduğunu hatırlar, benlik ve kibirden korunurmuş.

Hastalığın diğer faydası duâmızı artırmamıza ve kardeşlerimizin de bizim için duâ etmesine vesîle olmasıymış. Üstelik dertli insanın duâsı daha içten olur ve onu Allah’a yaklaştırırmış.

Bir diğer faydası, dinlenmeyi unutan kişilere, yatıp dinlenme fırsatı sunmasıymış. Vücut gereğinden fazla yorulduğunda hastalanarak kendini kapatır ve böylece ihtiyaç duyduğu kuvveti tekrar toplamaya çalışırmış.

İnsanoğlu unutkanmış ve hastalık, sağlığın kıymetini hatırlayabilmemiz için de lâzımmış. Hiç hasta olmasak, sağlığın kadrini ve kıymetini bilemez hâle gelebilirmişiz. Zâten o, bize ders vermeye çalışan vazîfeli bir misâfir gibiymiş. Keder ve sevinç gibi o da gelip gidermiş.?

Bunca hikmetine ve faydasına rağmen, yine de hastalık istenmezmiş. Rabb’imizin bize verdiği sıhhat emânetini korumaya çalışmamız, sağlıklı gıdâlar almamız, yeterince uyumamız, üşütüp hasta olmamak için gerekli tedbirleri almamız lâzım gelirmiş. Elimizden geleni yaptığımız hâlde bir hastalıkla imtihan edilirsek de onu sabır, rızâ ve tefekkür ile güzelce ağırlamak; olgunluk ve şükür ile de güzelce uğurlamak en güzeliymiş. ?

Sıkıntılara ve hastalıklara hamd etmemiz, sevinçlere ve sıhhate de şükretmemiz gerekirmiş. Allah’ın bâzı kulları, O’ndan gelen her şeyi lûtuf sayar ve şükredermiş. Bizler de bir gün onlar kadar güzel bir îmâna sâhip olmayı dilemeliymişiz. ?

Hâsılı anladık ki sevinci ve âfiyeti tebessümle karşıladığımız gibi, kederi ve hastalığı da tebessümle karşılayabileceğimiz olgunluğu istemeliymişiz.

Anlayacağınız, her akşam olduğu gibi, yine tefekkürle ve şükürle dolu bir Uykudan Önce geçirdik. Abdestimizi alıp yataklarımıza giderken, her şeyin bizim için olduğunu ve bunu kavradıkça, gönlümüzün huzurla dolduğunu bir kere daha hissettik. ?



12 Yorum

  1. Elif Ercan dedi ki:

    “Vücut gereğinden fazla yorulduğunda hastalanarak kendini kapatır ve böylece ihtiyaç duyduğu kuvveti tekrar toplamaya çalışırmış.”
    Ne kadar muntazâm yaratılmışız, hayranlıkla tekrar tekrar tefekkür ediyoruz. Allah’a çok şükür. Gülberenk programları ile unuttuklarımız, gözümüzden kaçanlar yada göremediğimiz güzellikleri görebilmek nasîp oluyor. Teşekkür ederiz Gülberenk! ?

  2. Işın Karasulu dedi ki:

    Sağlığımızın bize Rabbimizden bir emânet olduğunu, emânete iyi bakmamız gerektiğini öğrendik.?

Yorum Yap