Sevgili Arkadaşlar!

Gülberenk, Kastamonu ve Ankara programlarının ardından, İstanbul’da yine sahne aldı. Kış Mevsimi’nin Hatırlattıkları başlıklı programda, Kış’la birlikte gelen güzellikleri ve zorlukları düşündük.

Kar, kayak, kar topu oynamak, kestane, üşüdükten sonra sıcacık evlerimize gelip ısınmak… 🙂 Bunlar güzellikler. Dondurucu soğuk, üşüten rüzgâr, buzda kayıp düşmek, kar yüzünden yolda kalmak… 🙂 Bunlar da zorluklar.

Güzelliklerle şükrümüzü çoğaltır, zorluklarla da daha dayanıklı olmaya alışırmışız. Üstelik Kış Mevsimi’nin zorlukları biz insanlara yardımlaşma, paylaşma, dayanışma gibi erdemleri kazandırırmış.:-)

Yüceler yücesi Rabbimiz, bizim sağlıklı ve güçlü olmamız için vitamin dolu meyve ve sebzeler yaratmış. Portakal, mandalina, greyfurt, elma, ayva, nar, havuç, turp, lahana, karnabahar, Kış Mevsimi’ne has bu meyve ve sebzelerden bazılarıymış. 🙂

Üstelik herkesin evi sıcacık da değilmiş. Bazı kardeşlerimiz çok fakir olduklarından hep üşüyor ve bu sebeple Kış’ı sevemiyorlarmış. Evinde sobası yanmayan, hatta evi bile olmayan insanlar varmış. Onları arayıp bulmamız ve yardımlarına koşmamız gerekirmiş.

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa sallâllâhu aleyhi ve sellem, “Kış Mevsimi Mü’minin baharıdır” buyurmuşlar. Kışın gündüzler kısa olduğu için oruç tutmak,  geceler uzun olduğu için de gece ibadeti yapmak kolaylaştığından, böyle söylemiş.

Programa katılan arkadaşlarımızdan Nehir Diri, “Beş yaşındayım. Program güzeldi. Sahnedeki herkesi çok beğendim. Arkadaşlarımla birlikte tekrar gelmek istiyorum.” dedi. İbrahim Bozoklu ise on yaşında olduğunu, programda en çok fakir çocuktan etkilendiğini ve tekrar gelmek istediğini söyledi. Gülberenk Çocukları işte böyle! Bir güzellik ve hayır gördükleri zaman arkadaşlarıyla da bölüşmek ve tekrar tekrar o tatlı ortamda bulunmak istiyorlar. 🙂

Kardelen adında bir kış çiçeği de varmış ki o, buz gibi karların arasından başını çıkarır, sanki bize, “Ey çocuklar! Zorluklar karşısında yılmayın! Bana bakın ve siz de Kış’ı ilkbahar gibi yaşayın!” dermiş. 🙂

Biz hepimiz, bu programın ardından daha kuvvetli ve ümitli bir şekilde evlerimize döndük. Zaten, bir hafta sonra Müzikâl Değerler Eğitimi Dersi ve Konferans vermek için Nevşehir’de olmayı planlıyorduk. Şimdi, hem yeni programın hazırlıklarını, hem de Anadolu turnelerimizi daha da büyük bir şevkle yapmaya, bir kere daha karar vermiş olduk!  🙂

Öyleyse sözü burada keselim. Çünkü hem işler, hem de yollar bizi bekliyor arkadaşlar. Hoşçakalıııın! 😉