Kıymetli Ziyâretçilerimiz,

Gülberenk Değerler Eğitimi Derneği olarak, Uykudan Önce’ye devâm ediyoruz! Bu akşamki programımıza, “Birr Marşı”nı dinleyerek başladık!

Öğrendik ki birr; iyiliğin ve doğruluğun zirvesi demekmiş. Sâhip olduğumuz imkânları, Rabb’imizin rızâsına kavuşmak için ihlâsla seferber etmek ise hâldeki birr imiş.

Her iyilik, pek çok sıkıntıyı def etmeye vesîle olan bir sadakaymış. Bir de sadaka-i câriye varmış ki bu, insanın vefâtından sonra da amel defterine sevap yazdırmaya vesîle olan hayır hasenât, mânâsına gelirmiş.

Ardından, sadaka-i câriyeyi anlatan bir hikâye dinledik: Bir pâdişah gezintiye çıkmış. Yol üzerinde, tarlasına fidan dikmekle meşgûl olan ihtiyarı görmüş ve onun bu gayreti, pâdişâhın çok hoşuna gitmiş.

Yanına giderek: “Kolay gelsin ihtiyar! Bu diktiğin fidanların meyvesini belki de yiyemezsin!” demiş. Yaşlı adam ise: “Benim yemem şart değil. Nasıl ki önceki neslin diktiği fidanların meyvesini biz yemişsek, bu fidanların meyvesini de bizden sonraki nesil yer.” demiş.

Zîrâ o, diktiği ağacın mahsüllerinden insanların istifâde ettiğini ve kendisinin de sadaka-i câriye sevâbı kazandığını düşlüyormuş. Pâdişah, onun gayretine hayrân olmuş ve hemen bir kese altın hediye etmiş. Yaşlı adam keseyi alırken: “Gördün mü evlât?! Fidanlar şimdiden meyve verdi.” demiş. Bunun üzerine pâdişah, bir kese daha altın vermiş. İhtiyar tebessümle: “Bizimkiler bu yıl iki defâ meyve verdi.” demiş.

İşte böyle, başkalarına faydalı olmak ve böylece birre ermek isteyen yaşlı amca, daha işinin başında iken mükâfâtını almaya başlamış. Gülberenk Çocukları olarak bizler de bu hikâyeden ibret almalı, iyiliklerimizi ve sadaka-i câriyelerimizi çoğaltmaya çalışmalıymışız.

Eğer sizler de programlarımızdan istifâde etmek isterseniz, Gülberenk Değerler Eğitimi Derneği’ne üye olabilir, detaylı bilgi ve kayıt için “www.gulberenk.com”daki “Üyelik ve Tüzük” menüsünü inceleyebilirsiniz.

Merve Doğancı
04.08.2021
Balıkesir



Yorum Yap