Kıymetli Ziyâretçilerimiz;

Bu akşam, Uykudan Önce Programı’na kendisiyle başladığımız “Alınganlık Marşı”nda diyordu ki:
“Hüsn-ü zanla gel, sû-i zannı bırak,
Hüsn-ü zanla gel, böyle istiyor yüce Hak,
Akabildiğince sevgiyle gönüllere ak,
O vakit dünyâda cenneti yaşatır Hak.”

Meğer bu dünyâ bir gün sona erecekmiş ve esas hayat olan âhiret hayâtı başlayacakmış. Meselâ bugün bir amca vefât etmiş ve onu toprağa vermişler. Yâni o, asıl vatanına geçiş yapmış.

Şimdi sevenleri çok üzülüyormuş; fakat yakında zâten ona kavuşacaklarmış. Çünkü o amca gibi herkes bir gün muhakkak âhirete gidecekmiş. İşte bu sebeple lüzumsuz konuşmaları, sebepsiz alınganlık ve kırgınlıkları bir kenara koymak; Allah için sevmeyi, sevilmeyi bilmek gerekirmiş.

Aslında bu dünyâda bütün insanlar âhireti için çalışmaktaymış. Kimileri Allâh’ın emirlerine itaat ederek cennetini, kimileri de O’na isyân ederek cehennemini hazırlamakta imiş.

Bu akşamki programımızda, işte böyle, evvelâ ölümü tefekkür ettik. Sonra da vefât eden o amcanın çocukluğunun geçtiği eski köy evinin fotoğraflarını inceledik.

Küçücük bir soba, yemek pişirmek ve ısınmak için kullanılan, “Kuzine”nin olduğu yer… Odaların birinde, dışarıdan bakıldığında gardıropa benzeyen; lâkin aslında banyo olan küçük bir yapı… Dolap yerine rafları, raflarda bakır bakraçları olan bir mutfak…?

Oldukça eskimesine rağmen çöpe atılmayan, kıymeti bilinen, hâtırâsı olan eşyâlar… Dış kapının tam karşısında, misâfirlerin ağırlandığı “Hayat” adı verilen kısım. Şu anda yaşamakta olduğumuz evlerden çok farklı olarak ahşap kapılar ve pencereler, taş duvarlarda asılı sofralar… Bizlere ne kadar da farklı ve orijinal geldi!?

Ardından, hep birlikte vefât eden amcanın rûhuna bir Fâtihâ üç İhlâs Sûresi okuduk ve Pazartesi akşamı tekrar buluşmak duâsıyla, huzurla yataklarımıza geçtik!?

Eğer sizler de bu güzel programdan istifâde etmek isterseniz ücretsiz kayıt ve bilgi için hemen 0542 808 82 58 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

Müellife: Merve Doğancı



2 Yorum

  1. Sevil Fırat dedi ki:

    Rabb’imiz, şu fâni Dünya’dan gerçek hayat olan âhiret hayâtımıza geçmişimizi kolay eylesin inşallah. ??

  2. Emine Akyasan dedi ki:

    Ölüm gibi sessizdir eski,çok eski evlerin dili…
    Lâkin, ölüm gibi sözsüz değildir. Okuyabilene ikisi de kitaptır. Duyabilene nasihattir her ikisi…
    Bildiğiniz göz ve kulakla değil,gönül gözüyle bakmalı,gönül kulağıyla dinlemeli…
    Anlayanlardan olabilmek duâsıyla…
    ⚘?

Yorum Yap