Kıymetli Ziyâretçilerimiz,

Gülberenk Değerler Eğitimi Derneği’nin hazırlamakta olduğu Eğitici Çocuk Programları hız kesmeden devam ediyor! 🙂

Salgın dolayısıyla hiç vakit kaybetmeden internet ortamına taşıdığımız programlarla, yalnızca Türkiye’den değil, farklı ülkelerden de dinleyicilerimiz bulunuyor. 1 Mart’tan îtibâren yalnızca Gülberenk resmî üyelerine açık hâle getirilen Telegram/ Gülberenk Grubu’nda, aylık programlara ek olarak hafta içi üç akşam, Uykudan Önce Programı da çocuklarla buluşmayı sürdürüyor.

Çanakta kale başlıklı mart ayı programda hep birlikte helâl ve temiz gıdânın ehemmiyetini tefekkür ettik. 🙂

Pişirilmiş topraktan ya da metal ve benzeri maddelerden yapılan küçük yayvan kaba, “Çanak” denirmiş. Eskiden şehirlerde savunma ve güvenlik maksadıyla inşâ edilip kullanılan kalın ve yüksek duvarlı, burçlu yapılara ise “Kale” adı verilirmiş. Çanaklar sofraların, kaleler ise şehirlerin vazgeçilmeziymiş.

Sofralar korunmalıymış; çünkü insan, temiz ve helâl lokma ile kuvvet bulurmuş. Şehirler korunmalıymış; çünkü vatan, düşman saldırısından emin olmalıymış.

Eskiden saldırılar açıktan, savunmalar da kalelerden yapılırmış. Oysa artık, düşmanlık edenler sinsice gıdâlara saldırıyormuş ve bu sebeple artık, çanakların birer kale olması gerekiyormuş

Çanaktaki kale, helâl gıdâlarla kurabilirmiş. Az, öz ve temiz yiyen insanlar hem bedenen hem de kalben kuvvet bulurmuş. Böyle insanların ahlâkı güzel, işi doğru, özü soylu olurmuş.

Bir lokmanın helâl olması, yalnızca muhtevâsının temizliğine değil, ek olarak helâl para ile satın alınmasına, isrâf edilmeden yenmesine ve üzerinde göz hakkı bulunmamasına bağlıymış.

Yemeği abdestle ve şükürle pişirdikten sonra, besmeleyle ve hamdeleyle yiyip içmek, çanaktaki kaleyi güçlendirirmiş. Sofralarımızın haramdan ve israftan uzak olması çok önemli, tevâzû ve kanaatle kurulan sofra çok kıymetliymiş.

Yüceler yücesi Rabb’imiz, Bakara Sûresi 172. âyette şöyle buyurmuş:

-Ey İmân edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz ve helâl olanlarından yiyin.

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa sallâllâhu aleyhi ve sellem de şöyle buyurmuş:

-Bir kimse Allah yolunda uzun seferler yapar. Saçı başı dağınık, toza toprağa bulanmış vaziyette ellerini gökyüzüne açarak “Yâ Rabbî! Yâ Rabbî!” diye duâ eder. Hâlbuki onun yediği haram, içtiği haram, gıdâsı haramdır. Böyle birinin duâsı nasıl kabûl edilir? (Müslim, Zekât 65 )

Gülberenk Çocukları, Allah’ın emirlerine uygun hareket edermiş. Zâten helâl dâiresi, her türlü ihtiyâcı karşılamaya kâfî imiş. Harama meyletmek, nefse zûlmetmekmiş. Helâl olan temiz ve faydalı; haram olan pis ya da zararlı imiş.

Çanak kalemizi kuvvetlendirerek kuvvet bulduğumuz gün, Çanakkale tekrar geçilmez olabilirmiş!

İşte böyle tefekkür ettik ve “Yâ Rabbî! Bizleri helâlle yetinen hayırlı kullarından eyle!” diye, duâ ettik. Program sonunda açılan Çanakta Kale Resim Sergisi’nde birbirinden güzel eserler görüp sevindik. Eserlerin satışından elde edilen geliri, Gülberenk’e bağışladık ve hayır içinde hayır bulmanın sevincini yaşadık. 🙂

Sizler de bu güzel programlardan faydalanmak isterseniz, Gülberenk Değerler Eğitimi Derneği resmî üyesi olmak için 0542 808 82 58 numaralı telefonu arayabilir ve gerekli işlemleri başlatabilirsiniz. 🙂