Sevgili Arkadaşlar!

Gülberenk Eğitici Çocuk Programları, dördüncü yılını geride bıraktı. 2013 – 2014 sezonunu, Himmet Ağabey Programıyla kapatan Gülberenk, bu süre içinde İstanbul’da ve Türkiye’nin birçok ilinde sahne aldı. Önümüzdeki sezon için ara vermeden planlama çalışmalarına başlayan Gülberenk, beşinci yılında da nice başarılı program gerçekleştirmeyi hedefliyor.   🙂

Bu sefer öğrendik ki himmet, duâ demekmiş. Duâ yardım etmekmiş. Yardım ise sadaka imiş. Aslında, kâinattaki her şey insana hizmet için yarışmakta ve yardımlaşmaktaymış. Renkler, bitkiler, hayvanlar, rüzgâr, su, hep insana yardım hâlindeymiş. İnsana, insan tarafından yapılan yardımların en kıymetlisi de himmetmiş. Yani bir evliyânın duâsı ve mânevî desteği…   🙂

Fatih Sultan Mehmed Han, dedi ki: Adını unutamadığımız, önemli başarılar kazanmış ve Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’nın yolunda yaşayıp can vermiş büyüklerin her biri, bir velinin duâsıyla bu duruma gelmiştir. Biz de İstanbul’u sadece askeri dehâmızla fethetmedik. İstanbul’un kapıları bize, hocam Akşemseddin Hazretlerinin secdede ettiği duâlarla açıldı. Eğer Peygamber Efendimizin methettiği ve müjdelediği kumandan olmuşsam, şüphesiz aynı duâ hürmetinedir. Terk etmezsek gayreti, iki cihan nimeti, evliyânın himmeti, her duâdan âlâdır!”  🙂

Bir de öğrendik ki kul duâ eder, Allah da kabul edermiş. Keloğlan, anasının duâsının hemen kabul edildiğini görünce, ellerini açtı, “Allah’ım bana bir bisiklet ver, çimen yeşili olsun, arkasında sepeti de olsun, iki tane de oturağı olsun ki anamı taşıyayım” diye duâ etmeye başladı. Sonra bekledi, bekledi… Bisiklet bir türlü gelmeyince sabrı taşıverdi.   😐

Anası onu şöyle teselli etti: “Evlâdım, Allah her duâyı ânında kabul etmeyebilir. Bazen bir gün sonra, bazen bir ay sonra, bazen bir yıl sonra, bazen on yıl sonra kabul eder. Bazen de duâmız dünyada karşılık bulmaz da ahrette karşılığı verilir. Bizim işimiz istemek. Sonra da verse de vermese de Rabbimizden râzı olmak.” Keloğlan bunu duyunca, sabırla beklemeye devam etti.  😀

Altınoluk salonlarındaki seyircilerimizden İremsu Turgut, yedi yaşında olduğunu, programda yeşilin faydalarını öğrendiğini ve en çok inek karakterini beğendiğini söyledi.  😉

İlam salonlarındaki seyircilerimizden Sare Erbaş ise dokuz yaşında olduğunu, programda bazı renklerin insana faydalı olduğunu, bazı dualarımızın kabul olabileceğini, Allah’ın gerçekten büyük olduğunu ve O’na ibadet etmemiz gerektiğini öğrendiğini ve en çok Keloğlan’ın annesinin duasının kabul edilmesini beğendiğini belirtti.  😀

Zaten programın sonunda hep beraber biz de şu duâyı ettik:

“Bırakma bizi bize, ihlâs ver kalbimize, ne olur hepimize rahmet eyle Allah’ım! Âmin.”  🙂