Kıymetli Ziyâretçilerimiz,

Gülberenk Değerler Eğitimi Derneği’nin hazırlamış olduğu Eğitici Çocuk Programları, çevrimiçi olarak istikrarlı bir şekilde devâm ediyor! Bu ayki başlığımız “Börekli Program” idi. Hep birlikte, emek vermek ve pişirmekle ilgili bilgiler öğrenip tefekkür ettik.

Evvelâ; savaşların, haksızlıkların, zulümlerin olduğu dünyâda, huzur bulduğumuz Gülberenk’in varlığı için bir kez daha Allâh’a şükrettik!

Şu günlerde, düşman karşısında cesurca savaşan Filistinli kardeşlerimiz için hüzünlendik, duâlar ettik. Onlar için neler yapabileceğimizi öğrendik.

Bâzı dernekler aracılığıyla bağış aktarıp yardımlarımızı ulaştırabilirmişiz. Gülberenk Değerler Eğitimi Derneği onlardan bir tânesiymiş, bunu duyunca çok sevindik!

Müslüman kardeşlerimize zarar veren işgâlcilerin ürettiği ürünleri boykot etmeli, kesinlikle tüketmemeliymişiz. Biz Müslümanlar, hep birbirimize destek olmalı; kötü ve zararlı insanları değil, iyi ve faydalı insanları güçlendirmek için çalışmalıymışız. Bunun için kendimize söz verdik!

Oradaki kardeşlerimize ihlâs kuşlarımızla mânevî yardım ulaştırabilirmişiz. Bizler de hemen İhlâs Sûresi’ni okuduk ve şöyle duâ ettik: “Allâh’ım, okuduğumuz İhlas Sûresi’ni kabûl eyle, onu ihlâs kuşu edip Filistin’e uçur. Kardeşlerimize, o kuşlarla yardım et yâ Rabb’î! Âmîn.”

Gülberenk’in “Mağrur Gülümüz” adlı marşını dinleyip onu ezberlemeye niyet ettik! Üstelik, bir gün el ele Mescid-i Aksâ’ya girerken hep birlikte bu marşı söylediğimizi hayâl edip sevindik!

Filistin’de şehit düşmüş Müslümanlar’ın rûhu için ve orada bulunan, mücâdele eden ablalarımızın, ağabeylerimizin, kardeşlerimizin ruhâniyetlerine kuvvet katmak için birer Fâtihâ, üçer İhlâs Sûresi okuyup gönderdik.

İşte böyle… Bu hüzünlü girişin ardından, yine yüceler yücesi Rabb’imizin kelâmına kulak verdik. Şöyleydi: “İnsan için yalnız kendi çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm Sûresi, 39)

Ardından, mevzûmuzla alâkalı hadîs-i şerîfimizi dinledik. Mikdâm’dan (ra) nakledildiğine göre, Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafâ sâllallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlar: “Kesinlikle hiçkimse, elinin emeğinden daha hayırlı bir yemek yememiştir.” Allâh’ın Peygamberi Dâvûd (as) da kendi elinin emeğini yiyordu.”(B2072 Buhârî, Büyû’, 15)

Bu ayki misâfirlerimiz yine çok hoştu. Merdâne, Sac, Davul Fırın ve Sofra… Onları dinledik büyük bir coşkuyla. Tabii sâdece dinlemekle kalmadık, anlattıklarını kulağımıza küpe yaptık! 😃

Emek vermek, bir işi yapmak için beden ve akıl gücü ile çalışmak demekmiş. Çalışma ne kadar uzun süreli, özenli ve yorucu ise verilen emek o kadar kıymetliymiş.

Pişmek, işe yarayacak duruma gelmekmiş. Her şeyin pişmesi farklı şekillerdeymiş. Börek, ekmek, tuğla, seramik; fırında… Helvâ, çorba, demir, altın; ocakta… Çıraklar, ustalarının yanında… Talebeler, hocalarının tedrîsâtında… Kararlar, ehliyle istişâre yapıldığında pişermiş.

Pişmek; kuvvetlenmenin, kıvâma ermenin, işe yarar hâle gelmenin yollarından biriymiş.

Pişmenin zıttı, çiğ kalmakmış. Kaba, yersiz ve çirkin davranışa “çiğ” denirmiş. Gözü rahatsız edip yoran ışığa “çiğ” denirmiş. İşlenmemiş, el değmemiş ham toprağa “çiğ” denirmiş. Yersiz ve gerçekten uzak suçlamaya “çiğ” denirmiş. Sevimsiz ve parlak renk tonuna “çiğ” denirmiş. Yakışıksız lâfa “çiğ” denirmiş. Bükülmemiş zayıf ipliğe “çiğ” denirmiş. Pişmemiş ete “çiğ” denirmiş. Yaşının gerektirdiği olgunluğa ermemiş insana “çiğ” denirmiş.

Pişmesi gerekirken çiğ kalmış bir şeyin faydalı olması, mümkün değilmiş. Öyleyse, hakkıyla pişirmeyi bilen bir usta olmak da böyle bir ustanın elinde pişecek olmak da nîmetmiş.

Hâfızların, ezberledikleri sayfayı tekrarlamalarına, pişirmek denirmiş.
Hayâtın, farklı acılar ve sıkıntılar yaşatarak olgunlaştırması, pişirmek, kelimesiyle ifâde edilirmiş.

Bunları işitince ellerimizi açtık ve şöyle duâ ettik: “Allâh’ım! Bizi, emrettiğin üzere şekillenip pişen, emrettiğin üzere şekillendirip pişiren kullarından eyle, ne olur. Âmîn!”

Nice emeklerle hazırlanan programımızı dikkatlice dinledikten sonra, bize ayrılan sürede, kimimiz yazarak kimimiz de ses kaydı yollayarak duygularımızı dile getirdik.

Bize bu berâberliği, kardeşliği lûtfeden Rabb’imize şükredip Aralık ayında tekrar buluşabilmek ümîdi ile özlerimize sefere çıktık!

Hadi hadi! Geç kalmayın! Sizler de Gülberenk Programları’ndan istifâde etmek isterseniz, hemen aşağıdaki numarayı arayın! ☺️⬇️

0534 245 18 08📞



51 Yorum

  1. Misâfir dedi ki:

    Teşekkür ederim. Sizin sayenizde güzel ve yeni bilgiler öğrendim.

    Çok güzel programlar yapıyorsunuz.

Yorum Yap