Sevgili Arkadaşlar!

Gülberenk Değerler Eğitimi Derneği’nin Altın Çocuk Dergisi ile birlikte hazırladığı Gülberenk Eğitici Çocuk Programı, İstanbul’da yine iki ayrı yerde sahne aldı! 

Altınoluk Dergisi ve İLAM salonlarında gerçekleşen bu ayki programların konusu “Zikir” di. Anmak, hatırlamak ve sıkça tekrarlamak demek olan zikir, farklı yönleriyle ele alındı.  😯

Kalplerin ancak Allah’ın zikriyle ferahlayabileceğini, zikretmenin en iyi sevgiyle mümkün olabileceğini, kişinin, sevdiğini her zaman andığını bu programla öğrendik.

Meğer insan sadece diliyle söylerken zikretmezmiş. Meselâ Allah’ı zikretmek, namaz kılmakla, şükretmekle, kanaat etmekle, iyilikler yapmakla, tefekkür etmekle de olurmuş.  🙂

Tesbih dedi ki: “Ben, eline beni alarak bir yandan “Allah” diyen, bir yandan da film seyreden kişileri göründe çok üzülüyorum. Kimileri de hem benimle salâvat getiriyor, hem ikide bir durup dedikodu ediyor. Böyle insanların zikri beni bile memnun etmiyor ki kalpleri rahatlatsa!”  🙁

Karagöz bu sefer de zikir yapmanın faziletini duymuş ve bütün işi bırakıp zikre dalmıştı. Hacivat ona, bunun doğru olmadığını, hiç durmadan sürekli Allah demeye güç yetiremeyeceğini anlattı. Allah’ı kalbiyle de zikredebileceğini, böylece bir yandan işlerini yaparken diğer yandan da içinden istediği kadar Allah diyebileceğini anlattı. Meğer Rabbimizi gönülden de anabilir; konuşurken, çalışırken, dinlenirken de zikredebilirmişiz.  😀

Gülberenk’te bu ay hayvanların da Allah’ı zikrettiklerini öğrendik. Köpekler, kediler, koyunlar, arılar, ördekler, kurbağalar hep Allah’ın bir başka ismini zikrediyorlarmış. Mesela, ördekler aslında vak vak, değil, Hak Hak diyorlarmış. J  Arıların vızıltısı da aslında “Azizzzzzzzz” ismini söylemelerindenmiş.   😮

Programla ilgili görüşlerini sorduğumuz arkadaşlarımızdan Hiranur Polat: “Yedi yaşındayım. Bu programda en çok Kurbağa’nın su içmesini beğendim.” Dedi.  

İlam’da röportaj veren arkadaşımızın söylediklerini ne yazık ki kayıtlarda çözemedik. Gülen yüzünden anlaşılan o ki, Gülberenk’i çok sevmiş.   🙂

 

Anlayacağınız, yine dopdolu bir programdı. Üstelik Kıbrıs’tan gelen misafirlerimiz, günümüze ayrı bir güzellik kattı. Onların Gülberenk’le tanışmasına sebep olan Zerafet Kültür Merkezi’ne ve Şehbal Sultantepe’ye candan teşekkür ediyoruz!   🙂

Senelerini hizmetle geçirmiş olan ve varlıklarıyla gönüllerimize sevinç katan üç büyüğümüze vefâ ise bu programın en atlı tarafıydı. Bu vesileyle, Zikriye Çilek, Gülsen Ataseven ve Fatma Kutbi hanımları tekrar sevgi ve saygıyla selamlıyoruz.  🙂

 

Şimdi, yeni programı için kolları sıvayacağız. Bize müsaade! 😉